9 Nisan 2009 Perşembe

Tevekkülün İncelikleri

Bil ki ey kardeşim, yüce Allah'a ermek isteyen kişi işe kapısından başlamalı ve O'na gerekli vasıtaları kullanarak varmalıdır.

Terk edilmesi, kurtulunması ve arınılması gereken şeylerin en önemlisi, tedbirin varlığı ve takdir edilmiş şeylere direnmektir. İşte bu kitabı bu konuyu açıklamak ve ilgili meseleleri ortaya koymak için yazdım. İsmi müsemmasına ve lafzı manasına uygun olsun diye adını et-Tenvir fi iskatı’t-Tedbir koydum.

Yüce Allah şöyle buyurdu :

“Hayır! Rabb’ine yemin olsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmelerde seni hakem yapıp sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde hiçbir burukluk duymadan tam anlamıyla teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.” (Nisa, 65)

“Rabb’in dilediğini yaratır ve seçer. Onların seçim hakkı yoktur! Allah onların ortak koştuklarından münezzehtir ve şanı yücedir” (Kasas, 68)

“Yoksa insan, umduğu her şeye sahip mi olacak? Oysa ahiret de dünya da Allah’ındır.” (Necm, 24-25)

Resulullah da –sallallahu aleyhi ve sellem- bu manada şöyle buyurdu: “Allah’a rıza ile kulluk et. Eğer bunu yapamazsan, hoşlanmadığın şeylere sabretmende büyük hayır vardır”

Açıkça veya işaret ve ima yoluyla tedbiri ve takdir edilmiş olan şeylere karşı çıkmayı terk etmeye dair, buna benzer bir çok ayet ve hadis varid olmuştur.

Arifler şöyle demişlerdir: “Kim tedbir almazsa onun adına tedbir alınır!”

Şeyh Ebu’l-Hasen eş-Şazili –kaddesallahu sirrahu- şöyle buyurmuştur: “Eğer ille de tedbir almak gerekliyse hakkınızda tedbir alınmaması için tedbir alın!”

Bir diğer sözü de şöyledir: “İşin hakkında hiçbir şey seçme! Seçmemiş olmayı seç! Bu seçmemiş olmayı seçmekten de kaç, o kaçışından da! Her şeydan Allah’a kaç!”

“Rabb’in dilediğini yaratır ve seçer.”(Kasas, 68)

(s. 12-13)

* * *

“Rabb’in dilediğini yaratır ve seçer. Onların seçme hakkı yokur.! Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir ve şanı yücedir” (Kasas, 68)

“Rabb’in dilediğini yaratır ve seçer” sözü, Allah’ın yanında kulun tedbiri terk etmesini zorunlu kılmaktadır.Çünkü O (cc) dilediğini yarattığına göre, aynı zamanda dilediği şekilde tedbir alır. Yaratma gücü olmayanın tedbiri de yoktur!

“…ve seçer” sözü, bütün seçme hakkının O’nun olduğunu göstermektedir. O’nun fiilleri, emanet ve zorlama yoluyla değil, iradesinin ve seçiminin belirlemesiyle gerçekleşir. Burada, Allah’ın olduğu yerde kulun kendi tedbiri ve seçimini bırakması zorunluluğu vardır. Çünkü, O’nun hakkı olan bir şeyin senin olması uygun değildir!

“…Onların seçme hakkı yoktur…” kavli iki şekilde yorumlanabilir. Birincisi; onların seçme hakkının olması ve buna yüce Allah’tan daha layık olmaları uygun değildir.
İkincisi; “…Onların seçme hakkı yoktur…” yani biz, onlara seçme hakkı vermedik ve orada onları liyakatli kılmadık.

Yüce Allah’ın “… onların ortak koştuklarından…” sözü Allah’ın hükmünün olduğu yerde onların seçme hakkının bulunmasından Allah’ı tenzih etmektedir. Ayetin beyanına göre, Allah’ın olduğu yerde seçme hakkının olduğunu iddia eden kişi müşriktir ve hal lisanıyla rablık iddia etmektedir. Bu durumdan kendisini uzak tutması lazımdır.

(s. 26-27)

İbn Ataullah el-İskenderî, Tevekkülün İncelikleri, Çev: Fatih M. Albayrak, Üsküdar Yayınevi, {2006}

{Tevekkülün İncelikleri kitabını okuyup notlarını bizimle paylaşan kardeşimize teşekkürler}